Altın Renkli Keten Tarlalarını Geri Getirmek



Sıcak bir yaz gününde, güneydoğu Pennsylvania’daki Pasture Song Farm’a çiftçiler, tarlada yer alan keten bitkilerini görmek için uzun saatler yol aldı. Çiftçi Jeremy Dunphy, dört dönümlük keten test alanının yanında durarak, bir grup çiftçi, tekstil sanatçısı, tasarımcı ve eğitimciye öğrendiklerini paylaşıyor. Bu bitkinin en kolay yetiştirdiği bitki olduğunu söylese de, bazı endişelerin bulunduğunu biliyor.

Dunphy, 2020 yılında kurulan PA Keten Projesi’nin bir parçasıdır. Bu grup, Kuzey Amerika’daki keten endüstrisini yeniden canlandırmayı hedefliyor ve 12,000 dönüm alanda keten yetiştirmek için 1.7 milyon dolarlık bir ABD Tarım Bakanlığı Organik Pazarlama Geliştirme Hibesi aldı. Çiftçiler, karları paylaşacakları bir kooperatif modeliyle çalışmayı planlıyor. Pennsylvania Tarım Departmanı, keteni bir özel ürün olarak tanımladı ve bu durum çiftçilere hibe fonları sağlama ve ürün sigortası alma imkanı sundu. Diğer eyaletlerin de benzer bir tanım yapması umuluyor.

ABD’de, çiftçiler keten yetiştirmekte pek fazla ilerleme kaydedemedi, ama bu her zaman böyle değildi. Keten, eski Mısır’dan bu yana var olan bir bitkidir ve Amerika’da koloni zamanlarından beri yetiştirilmektedir. II. Dünya Savaşı sırasında, Works Progress Administration üç işleme tesisi kurarak keten endüstrisini canlandırmayı ve bu sayede çiftçilerin tekrar iş bulmasını sağladı. Bununla birlikte, zamanla sentetik ürünlerin popülaritesi artınca, keten üretimi azalmıştı.

Şimdi, tekstil endüstrisi, petrol bazlı kumaşlara alternatifler ararken, keten ile yapılan doğal ve sürdürülebilir kumaşlar yeniden ön plana çıkıyor. Organik keten az su gerektirir, toprağı iyileştirir ve biyoçeşitliliği destekler. Keten lifleri, giyim ve ev eşyalarında kullanılmasının yanı sıra, otomotiv iç mekanları, spor malzemeleri ve dekoratif ürünler için biyo-kompozitlerde de değerlendirilmektedir.

Keten bitkisi, tohumdan hasada kadar yaklaşık 100 gün gerektirir ve ekildikten sonra çok fazla bakıma ihtiyaç duymaz. Ancak, lifin işlenmesi iş gücü açısından yoğundur. Hasat zamanında, bir makine bitkinin kökünden tutarak yerden çıkarır. Keten lifleri serin hava şartlarında, kontrol altında lifleri gevşetmek için bir işlemden geçirilir ve sonrasında, işleme tesislerinde liflerin ayrılması süreci başlar. Ancak, Kuzey Amerika’da büyük ölçekli işleme tesisleri bulunmamakta; bu da keten bitkisi yetiştiren çiftçiler için bir sorun teşkil ediyor.

Keten hasadı sonrasında bu ürünleri işlemek için doğru altyapının olmaması, çiftçilerin sadece küçük ölçeklerde keten yetiştirmesine yol açıyor. Keten işleme tesisleri, özellikle stratejik bölgelerde, çiftçilere hizmet vermek amacıyla kurulmalıdır. Her bir tesisin, 5 milyon ile 10 milyon dolar arasında bir yatırım gerektirdiği hesaplanmakta. Yüksek kaliteli lif üretebilen bir tesis, üç yıl içinde kâr sağlayabilir. Avrupa’daki tesisler ise sübvansiyon almadan kendi kendine yeterlilik gösteriyor.

Keten uzun yıllar boyunca burada ticari ölçekte yetiştirilmediği için, birçok çiftçi bu bitkinin nasıl yetiştirileceğini öğrenmek için Avrupa’ya gitmektedir. İsveç’te keten üretim süreçlerini yerinde gören bir çiftçi, burada kaliteli lif elde etme konusunda deneyim sahibi olmanın önemini vurgulamaktadır. Bu süreçte, küçük ölçekli ekipman üretimi için mühendislerden yardım alarak kendi makinelerini tasarlamaktadırlar.

Dünya çapında keten tohumlarının büyük bir kısmı Fransa veya Hollanda’dan gelmektedir ve bu tohumlar, çiftçilerle özel sözleşmelerle paylaşılmaktadır. Keten sadece lifleri için değil, tohumları için de yetiştirilebilmektedir. Pazarın büyümesi için daha fazla tohuma ihtiyaç vardır. Ayrıca, Kuzey Amerika’da daha fazla keten yetiştirmek amaçlı geliştirme çalışmaları devam etmektedir.

Yerli ve kırsal topluluklar için keten, gelecekte doğal lifler arasında kapladığı alanı genişletebilir. Tüketicilerin sentetik ürünler yerine doğal lifleri tercih etmesiyle birlikte, keten ürünlerinin artması beklenmektedir. Ketenin yetiştirilmesi ve işlenmesi, çiftçiler ve topluluklar için önemli bir vizyon oluşturuyor.



KAYNAK

Leave comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *.

×